Dudakta uyuşukluk, karıncalanma hissi, kaşıntı… bir veya iki gün sonra, biraz kızarıklık, biraz şişlik ve ardından evet, uçuk. Biraz sinir bozucu, belki biraz rahatsız edici, ama önemli değil birkaç gün beklersiniz geçecek. Ancak durum bu kadar basit olmayabilir. Son zamanlarda yapılan çok sayıda araştırma, uçukların Alzheimer hastalığına yakalanma riskini artırabileceğini öne sürüyor.
Uçuk, viral bir enfeksiyondur. Herpes simpleks virüsü tip 1 (HSV-1) veya nadiren Herpes simpleks virüsü tip 2 (HSV-2) suçludur. Hepsi DNA virüsü olan ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyona neden olan HSV-2'yi de dahil birden fazla herpes virüsü vardır; Suçiçeği ve zona hastalığına neden olan suçiçeği virüsü (VZV), öpücük hastalığı olarak bilinen Epstein-Barr virüsü (EBV) ve CMV.
Herkes hayatının farklı dönemlerinde en az bir tanesiyle enfekte olur. Ama HSV-1 dünyadaki en yaygın viral enfeksiyonlardan biridir. Yetişkin nüfusun yaklaşık üçte ikisinin HSV-1 olduğu tahmin edilmektedir. Grip veya koronavirüs gibi virüslerin aksine, herpes virüsleri vücudunuzdan tamamen uzaklaştırılması inanılmaz derecede zordur. Hücrelerin çekirdeğinde zararsız bir DNA demeti olarak saklanarak bağışıklık sisteminden kaçarlar. Bu gizli fazda asemptomatiktirler. Nedenleri henüz tam olarak açıklanmayan DNA demeti biraz gevşeyene ve hücresel makine bu talimatları yeni virüs parçacıkları oluşturan proteinlere dönüştürene kadar uykuda kalır ama bağışıklık sistemi zayıfladığı anda enfeksiyon yapar. Bağışıklık sistemi fark eder virüsle savaşmaya başlar, virüs kontrol altına alınır ve saklandığı yere geri döner. Ve bu döngü sürekli tekrar eder.
Peki, tüm bunların Alzheimer hastalığıyla ne alakası var?
Alzheimer vakalarının çoğunun nedeni şu anda bilinmemektedir, ancak mikroorganizmaların, özellikle de uçuk virüsü olarak da bilinen (HSV-1 dahil olduğunu öne süren kanıtlar artmaktadır. HSV-1'in Alzheimer hastalığındaki potansiyel rolünü 30 yıldan uzun süredir araştırılmaktadır. Her şey Manchester Üniversitesi'nde bir grubun HSV-1 DNA'sının yaşlı insanların beyninde yüksek bir oranında mevcut olduğunun keşfedildiği araştırma ile başlamıştır. Bu, normal insan beyninde kesin olarak tespit edilen ilk mikroorganizmadır. Araştırmacılar daha sonra virüsün beyinde olduğunda, belirli bir genetik faktörle birlikte AD geliştirme riskinin yüksek olduğunu belirtmişlerdir.

Sonraki çalışmalar virüsün etkileri ile Alzheimer hastalığının karakteristik özellikleri arasında önemli bağlantılar olduğunu ortaya koydu ve ayrıca laboratuvarda yetiştirilen HSV1 enfeksiyonlu hücrelerin antivirallerle tedavi edilmesinin Alzheimer hastalığına karşı koruma sağladığını gösterdi.
Bu hafta BMJ Open'da HSV-1 enfeksiyonunun Alzheimer riskini neredeyse iki katına çıkardığını öne süren bir çalışma daha yayımlandı. Çalışmanın araştırmacıları çalışmayı yürütmek için IQVIA PharMetrics Plus veritabanını kullandılar. Temelde bu veritabanı ticari sigortacıdan tıbbi bakım ve ilaçlar için tüm faturalama kodlarını bir araya getirir; dosyada 200 milyondan fazla kişi temsil edilmektedir. Bunlardan, Alzheimer hastalığı teşhisi konmuş 344.628 kişi buldular. Kontroller için, aynı yaşta, cinsiyette, yatan ve ayakta hastalardan 344.628 kişi daha tespit ettiler. Alzheimer hastalığı olan kişilerin HSV-1'e sahip olma olasılığı kontrollerle karşılaştırıldığında iki kat daha fazlaydı. Aralarındaki farklar hesaba katıldığında, HSV-1 enfeksiyonu daha sonra Alzheimer hastalığı geliştirme olasılığını %80 oranında artırdı.
Makalede başka ilginç bulgular da var. Örneğin, Alzheimer hastalığına yakalananlar arasında HSV-2 ve suçiçeği enfeksiyonunun oranı da daha yüksekti. Sitomegalovirüs enfeksiyonu oranlarında bir fark yoktu. Elbette, antivirallerle tedavi edilenlerin Alzheimer hastalığına yakalanma olasılığı daha düşüktü yaklaşık %17 daha az.
Başka bir çalışma, 1000 İsveçli yaşlı yetişkini prospektif olarak inceledi ve HSV'ye karşı antikorları ölçtü: İnsanların %82'sinde bu antikorlar vardı ve bu da beklediğimiz şeyle uyuşuyor. Yine de antikorları olanların demans geliştirme riski, olmayanlara göre yaklaşık iki kat daha fazlaydı.
HSV-1'in Alzheimer hastalığında rolü olduğuna dair daha güçlü bir destek, Tufts Mühendislik Okulu'ndaki David Kaplan'ın laboratuvarında Dana Cairns tarafından 3 boyutlu biyomühendislik ürünü insan beyin dokusu modeli kullanılarak gösterildi. Bu çalışma, insan kaynaklı nöral kök hücrelerindeki (hiNSC'ler) HSV-1 enfeksiyonunun, Alzheimer hastalarının beyinlerinde gözlenen değişikliklere benzeyen değişikliklere neden olduğunu gösterdi. Amiloid plak benzeri oluşumlar (PLF'ler), gliyoz, nöroinflamasyon ve azalmış işlevsellik.
Alzheimer Hastalığı Dergisi'nde yayınlanan bir başka çalışmada, araştırma suçiçeği ve zona hastalığına neden olan başka bir herpes virüsü türü olan varicella zoster virüsünü (VZV) de içerecek şekilde genişletildi. VZV'nin HSV-1'e benzer bir rol oynayıp oynamadığını araştırıldı. Hem laboratuvarda yetiştirilen beyin hücreleri hem de 3 boyutlu bir beyin modelini kullanan araştırmacılar, VZV enfeksiyonunun beta amiloid (Aβ) ve anormal şekilde fosforlanmış tau (P-tau) ve Alzheimer’ın diğer özelliklerini incelediler. Laboratuvarda yetiştirilen beyin hücrelerde VZV enfeksiyonunun, beyindeki karakteristik Alzheimer plaklarının ve nörofibriler yumakların ana bileşenleri olan Aβ ve P-tau'nun oluşumuna yol açmadığını gösterdiler. Ancak, VZV enfeksiyonunun gliyozise ve inflamatuar sitokinlerin artışına yol açtığını buldular. Bu sonuçlar VZV'nin Alzheimer'ın doğrudan bir nedeni olmadığını, uykuda olan HSV-1'i yeniden aktive olarak dolaylı bir etkiye sahip olduğunu düşündürmektedir.
Ancak latent HSV-1 içeren hücrelerde VZV enfeksiyonundan sonra HSV-1den yeniden aktif hale geldiği ve Aβ ve P-tau seviyelerinde dramatik bir artış olduğu bulundu. Bu, zona gibi insanlarda şiddetli VZV enfeksiyonunun beyinde latent HSV-1'i yeniden aktif hale getirebileceğini ve bunun da Alzheimer benzeri hasar oluşumuna yol açabileceğini düşündürmektedir.
Bu çarpıcı sonuç, insanlarda VZV gibi enfeksiyonların beyinde inflamasyonda artışa neden olabileceğini ve bunun da uykuda olan HSV-1'i yeniden aktif hale getirebileceğini doğrulamaktadır. Yaşam boyu tekrarlayan enfeksiyonlar nedeniyle beyinde oluşan hasar, sonunda Alzheimer /demansın gelişmesine yol açar.
Bu, VZV aşılarının önemini bir kere daha gösterir. VZV aşıları tek bir hastalığa karşı korumadan daha büyük bir rol oynar, çünkü enfeksiyonları azaltarak dolaylı olarak Alzheimer'a karşı da bir miktar koruma sağlayabilir.
Uzm. Dr. Tutku Taşkınoğlu