1995 yapımı felaket filmi Outbreak'te Ebola benzeri bir virüs mutasyona uğrar ve havaya karışır. Filmin en ilginç sahnesinde, virüs bir uçağın havalandırma sistemine girer ve uçaktaki hemen hemen herkese bulaşır. Yüzlerce kişi ile yakın mesafede seyahat ederken havada asılı kalan virüslerden kaçmak neredeyse imkansızdır.
Filmin ne kadar haklı olduğunu pandemi zamanında öğrendik. Pandemi zamanında uçak yolculuğunun hem vakaların ithal edilmesi hem de uçak içi bulaşma yoluyla virüslerin kıtalararası yayılmasıyla ilişkili olduğu gösterilmiştir. Diğer kapalı/yarı kapalı ortamlarda olduğu gibi, uçakta da influenza, COVID gibi virüslerin bulaşması, doğrudan kişiden kişiye temas veya kontamine yüzeylerle temas yoluyla kolaylaşır. Tanımadığınız insan gruplarıyla yakın temasta bulunmak her zaman hastalık riskini artırır. Uçuşlar havaalanlarını, uçakları, halka açık tuvaletleri ve bazen de halka açık kara taşımacılığını içerir ve tüm bu ortamlar grip maruziyeti için bolca fırsat sunar. Ayrıca, uzun mesafe seyahatler, bulaşıcı hastalıkların hızla küresel yayılımına neden olur. Örneğin, Suudi Arabistan'dan New York'a giden bir uçuşta, uçakta aniden hastalanan ve daha sonra grip testi pozitif çıkan 10 yolcu vardı. Nasıl enfekte oldukları ve başka kimleri enfekte etmiş olabilecekleri hala bilinmiyor.
Proceedings of the National Academy of Sciences'da yayınlanmış bir araştırmada, 54 kişiden 38'inin beş saat boyunca hava sirkülasyonu olmayan bir uçaktan sonra grip benzeri semptomlarla enfekte olduğu 1977'deki bir olay model alındı. Daha sonra bu bulaşma oranını dörtle çarparak en kötü durum senaryosu oluşturuldu. Araştırmaya göre en uç durumda bile, grip olan bir yolcu yalnızca 0,7 yolcuyu enfekte ediyordu ve yalnızca enfekte yolcunun yaklaşık üç fit yakınında bulunan kişiler hastalanma riski altındadır. Ancak, kabin ekibi için durum böyle değildir. Model, enfekte bir uçuş görevlisinin uçuş başına 4,6 yeni kişiye virüs bulaştırma potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Simülasyonlar, grip için, enfekte bir yolcunun bir metre yakınında oturmuyorsanız ve dikkatli el hijyeni uyguluyorsanız, uçuş sırasında enfekte olma olasılığınızın düşük olduğunu gösteriyor.
Yalnızca grip olan birinin aynı sıradaki veya hemen önündeki veya arkasındaki yolcular tehlike bölgesindedir. Daha da şaşırtıcı olanı, araştırmacıların emniyet kemeri tokaları, tepsi masaları ve banyo kapı kolları gibi alanlardan aldıkları 229 sürüntü örneğinin hiçbiri 18 yaygın solunum yolu virüsünün varlığı göstermemiş.
Aynı çalışma, hastalıkların uçakta nasıl yayılabileceği konusuna ışık tutmanın yanı sıra insanların uçaklarda nasıl davrandıklarına dair de fikir veriyor. Örneğin, yolcuların yaklaşık yüzde 40'ı koltuklarından hiç kalkmıyor, diğer yüzde 40'ı uçuş sırasında bir kez kalkıyor ve yüzde 20'si iki veya daha fazla kez kalkıyor. Koridora yakınlık da hareketle ilişkili. Koridor koltuklarındaki yolcuların yaklaşık yüzde 80'i uçuşlar sırasında ayağa kalkarken, orta koltuklardaki yolcuların yüzde 60'ı ve pencere koltuklarındaki yolcuların yüzde 40'ı ayağa kalkıyor. Koltuklarından kalkan yolcular ortalama beş dakika ayakta kalıyor.
Tabi bu araştırma gerçek bir virüsü gerçekten takip etmediği için, bulaşma oranı sadece bir tahmin olarak kabul edilmelidir. Ayrıca öksürük veya hapşırıkla damlacık yoluyla yayılan grip gibi solunum yolu virüsleri için değil, su çiçeği, kızamık ve tüberküloz gibi daha bulaşıcı virüsler ve bakteriler de durum bambaşka olabilir. Aslında, tüberküloz sekiz saat süren bir uçuşta enfekte bir kişinin iki sıra yakınında yayılabilir. SARS-CoV, üç sıraya ve muhtemelen yedi sıraya kadar ulaşabilir. Sıklıkla göz ardı edilen bir diğer faktör de dünyanın birçok farklı yerinden insanların uçuşunuzda olabilmesi ve vücudunuzun daha önce karşılaşmadığı virüs türlerine maruz kalmanızdır.
Uçaklardaki çeşitli yüzeyleri virüs ve bakteriler açısından kapsamlı bir şekilde test eden bir başka çalışama da şaşırtıcı olmayan bir şekilde, birçok yerde çeşitli virüs ve bakteriler bulunmuştur. Etrafta en az 200 virüs türü dolaşır ve bazıları o kadar virülandır (hastalık yapıcı) ki insan vücudu dışında 18 saate kadar bulaşıcı olabilirler. Grip virüsleri konakçıdan döküldükten sonra sekiz saat canlı kalır, E. coli ise bir haftadan uzun süre yaşayabilir.
Grip Uçaklarda Nerede Gizleniyor?
Bir uçağın havalandırma sisteminin mikropların yayılmasına katkıda bulunduğu düşünülür, ancak bu aslında bir efsanedir. Uçaklarda kullanılan HEPA filtreleri mantar, bakteri, toz ve virüsleri süzmek için ideal çözümlerdir. Ancak, kapıda park halindeyken, uçağın kendi havalandırma sistemi genellikle havayı dolaştırmak için kullanılmaz. Bunun yerine, kabinde mikropların yayılmasını artırabilen yardımcı güç üniteleri kullanılır. Ayrıca
- Koltuklar
- Tepsi masaları
- Emniyet kemeri tokaları
- Üst hava menfezleri
- Tuvalet sifon düğmeleri mikroorganizmalar için ideal alanlardır.
Viral hastalıklardan tamamen kaçınmak zor olsa da, bunlara yakalanma riskinizi azaltmak için atabileceğiniz birkaç adım var. Güvenli seyahat ve hastalıktan kaçınmak temel kural: Ellerinizi sabun ve suyla yıkayın veya sık sık antibakteriyel jel kullanın. Koltuğunuzdaki yüzeyleri temizlemek için antibakteriyel mendiller kullanın. Mümkünse, koltuğunuza oturmadan önce uçaktaki yolcuların çoğunun uçağa binmesini bekleyin ve yoldan geçen yolcularla gereksiz yere temas etmemek için pencere kenarında bir koltuk almaya çalışın.
Uzm. Dr. Tutku Taşkınoğlu