İzmir’de kemik erimesi şüphesiyle tedavi altına alınan 13 yaşındaki bir çocuk, edinilmiş immün yetmezlik sendromu (AIDS) tanısı aldı. Son evrede hastaneye yatırılan çocuk, kurtarılamadı. Olaya ilişkin ayrıntılara göre yaşamını yitiren çocuğun babası HIV pozitif ama annesi HIV negatifti. 2021 yılında geçirdiği bademcik ameliyatı öncesinde yapılan rutin HIV testinin negatif sonuçlandığı öğrenilen çocuğun ölümüne ilişkin soruşturma sürüyor.
HIV, ya doğum sırasında anneden ya cinsel yolla veya kan yoluyla bulaşıyor. Peki bu vakada ne oldu? Çocuğun babası HIV pozitif, annesi ise değil. Yani doğumla bulaşma söz konusu değil. Öte yandan doğumla bulaşmalarda tedavi hemen başlamazsa bebekler kısa süre içinde hayatını kaybediyor. Çok önemli bir bilgi ise çocuğun 3 yıl öncesine kadar HIV negatif olması. Konuyla ilgili detaylı soruşturma yürütülüyor.
Sağlık Bakanlığı 2023 yılında 2 yeni çocuk HIV vakasının kayıtlara geçtiğini belirtti. Türkiye’de çocuk HIV vakalarının takip edildiği İstanbul Tıp Fakültesi’nde 2000 yılından beri 100 HIV pozitif çocuk takip ediliyor. Bu çocukların 80’ine doğumda, 20’sine ise cinsel yolla virüsün bulaştığı tespit edilmişti. 13 yaşındaki çocuğumuzda sebebin ne olduğu konusunda soruşturma devam ederken biz de HIV ve AİDS bulaşma yollarına bir göz atalım istedik.
HIV ve AIDS hakkında çok sayıda tıbbi, bilimsel ve halk sağlığı araştırması yapılmıştır. HIV'in hangi yollarla bulaşabileceği net bir şekilde belirlenmiştir. Ama ne yazık ki, internet ortamında yanlış veya asılsız bilgiler veya bilimsel bulgularla desteklenmeyen ifadeler yaygın olarak paylaşılmaktadır.
HIV, enfekte bir kişiyle heteroseksüel ve homoseksüel korunmasız cinsel temas, enfekte biriyle enjektör (özellikle ilaç enjeksiyonu için) paylaşımı, perkütan yaralanmalar veya daha nadiren (HIV antikorları için kan taraması yapılan ülkelerde çok daha nadiren) enfekte kan veya kan pıhtılaşma faktörlerinin transfüzyonu gibi maruziyetler yoluyla bulaşır. HIV ile enfekte kadınlardan bebeklerine, doğumdan önce veya doğum sırasında ya da emzirme yoluyla enfekte bulaşabilir. Sağlık çalışanları HIV ile enfekte kan içeren iğnelerle veya daha az sıklıkla enfekte kanla açık yaralarına veya mukoza zarına (göz, burun içi, vb.) temasla HIV ile enfekte olabilirler.
Bazı insanlar HIV'in başka yollarla (hava, su veya böcekler gibi) bulaşabileceğinden korkmaktadır; ancak bu korkularını destekleyecek herhangi bir bilimsel kanıt bulunamamıştır. Eğer virüs bu kadar acımasız olsaydı tıpkı COVID gibi çok daha fazla hasta olması gerekirdi. Örneğin, sivrisinekler HIV enfeksiyonunu bulaştırabilseydi, çok daha fazla sayıda küçük çocuğa HIV teşhisi konurdu.
HIV kan, meni, vajinal sıvı, anne sütü, tükürük ve gözyaşında değişen konsantrasyonlarda veya miktarlarda yaşayabilir. Ancak insan vücudu dışında uzun süre yaşamadığı için çevresel bulaşma olasılığı çok zordur.
HIV'in hayatta kalmasına ilişkin verileri elde etmek için laboratuvar çalışmalarında yüksek konsantrasyonlarda laboratuvarda üretilmiş virüs kullanılması gerekmektedir. Bunlara rağmen HIV'in doğal olmayan konsantrasyonları, hassas bir şekilde kontrol edilen ve sınırlandırılan laboratuvar koşulları altında günlerce hatta haftalarca canlı tutulabilse de bu yapay ve yüksek HIV bile kurutularak birkaç saat içinde bulaşıcılığını yüzde 90 veya 99 oranında azaltır. Laboratuvar çalışmaları, kanda veya diğer örneklerde gerçekte bulunanlardan çok daha yüksek virüs içerir. HIV ile enfekte insan kanının veya diğer vücut sıvılarının kurutulması ise çevresel bulaşmanın teorik riskini sıfır yapar.
Buna ek olarak, HIV canlı konakçısının ve laboratuvar koşulları dışında üreyemez (uygun koşullar altında bunu yapabilen birçok bakteri veya mantarın aksine), bu nedenle konakçısı dışında yayılmaz veya bulaşıcılığını sürdürmez.
Ev Ortamında Yayılım
HIV, oyun oynama, öpüşme, sarılma, tuvaleti paylaşma, birlikte uyuma, aynı kaptan yemek yeme gibi ev içi temaslarla bulaşması beklenmez. Ev ortamında aile üyeleri arasında kan ve diğer vücut maddeleriyle temas meydana gelebilse de bu ortamda HIV bulaşması nadirdir. Bu bulaşmaların deri veya mukoza zarları ve enfekte kan arasındaki temastan kaynaklanmaktadır. Yayınlanan ev içi bulaş vakaları, HIV'in, evdeki HIV enfeksiyonlu bir kişinin kanıyla veya diğer vücut salgılarıyla veya atılımlarıyla temas sonucu bulaştığını göstermektedir. Her iki durumda da maruziyetler kaynak hastanın AIDS geliştirmesinden sonra meydana gelmiştir; sonuç olarak, kanlarında nispeten yüksek HIV virüsü mevcuttur.
Bu nedenle bulaşma olmaması için kan içerebilecek vücut sıvıları ile temastan kaçınmak gerekir.
Ev ortamında HIV enfeksiyonlu hastalara bakım yapan veya birlikte yaşayan kişiler, kan ve diğer vücut sıvılarına maruziyeti azaltmak için önlemler almalıdır.
- Kan veya idrar, dışkı veya kusmuk gibi kan içerebilecek vücut sıvılarıyla temas sırasında eldiven giyilmelidir.
- Hem temas eden hem de hastanın açıkta kalan cildindeki kesikler, yaralar veya kırıklar bandajla kapatılmalıdır.
- Kan veya diğer vücut sıvılarıyla temastan hemen sonra eller ve vücudun diğer kısımları yıkanmalı ve kanla kirlenmiş yüzeyler uygun şekilde dezenfekte edilmelidir.
- Tıraş bıçağı ve diş fırçası paylaşımı gibi kan teması olasılığını artıran uygulamalardan kaçınılmalıdır.
- İğneler ve diğer keskin aletler yalnızca tıbbi olarak gerekli olduğunda ve dikkatli kullanılmalıdır. (İğnelerin kapaklarını elle geri takmayın veya iğneleri şırıngalardan çıkarmayın. İğneleri çocukların ve ziyaretçilerin ulaşamayacağı delinmez kaplara atın).
Öpüşme
Kapalı dudaklarla veya “sosyal” öpüşme gibi gündelik temas HIV bulaşması için bir risk oluşturmaz. “Fransız” ya da açık ağızlı öpüşme sırasında kanla temas olasılığı nedeniyle, enfekte olduğu bilinen bir kişiyle bu aktivitenin gerçekleştirilmemesi önerilmektedir. Bununla birlikte, Fransız öpücüğü sırasında HIV edinme riskinin çok düşük olduğuna inanılmaktadır. Şimdiye kadar açık ağızlı öpüşme sırasında kanla temasla HIV enfeksiyonuna atfedilebilecek yalnızca bir vaka araştırılmıştır
Isırma
1997 yılında CDC, HIV'in insan ısırığı yoluyla bulaşmasına dair bir soruşturmasından elde edilen bulguları yayınladı. Tıbbi literatürde HIV'in geniş doku yırtılması ile şiddetli travma ve ısırık yoluyla bulaştığına dair başka raporlar da bulunmaktadır. Bu vakaların her birinde doku hasarı ve kan varlığı rapor edilmiştir. Isırma, HIV'in yaygın bir bulaşma yolu değildir. Aslında, HIV enfeksiyonuna yol açmayan çok sayıda ısırık vakası da rapor edilmiştir.
Tükürük, Gözyaşı ve Ter
HIV, bazı AIDS hastalarının tükürük ve gözyaşlarında çok düşük miktarlarda bulunmuştur. Bir vücut sıvısında az miktarda HIV bulunmasının, HIV'in o vücut sıvısı ile bulaşabileceği anlamına gelmediğini anlamak önemlidir. HIV ile enfekte kişilerin terinden HIV geri kazanılmamıştır. Tükürük, gözyaşı veya ter ile temasın HIV bulaşmasına neden olduğu hiçbir zaman gösterilmemiştir.
Böcekler/Sinekler
HIV salgınının başlangıcından bu yana, virüsün ısıran ve kan emen böcekler yoluyla bulaşmasından endişe duyulmaktadır. Ancak, çalışmalar, çok sayıda AIDS vakasının görüldüğü ve sivrisinek gibi böcek popülasyonlarının yoğun olduğu bölgelerde bile böcekler yoluyla HIV bulaştığına dair hiçbir kanıt gösterememiştir. Bu tür salgınların tespit edilmesine yönelik yoğun çabalara rağmen bu tür salgınların görülmemesi, HIV'in böcekler yoluyla bulaşmadığı sonucunu desteklemektedir.
Sarı humma ve sıtma gibi hastalıklar belirli sivrisinek türlerinin tükürüğü yoluyla bulaşır. Ancak HIV bir böceğin içinde sadece kısa bir süre yaşar ve böcek ısırıkları yoluyla bulaşan organizmaların aksine HIV böceklerde üremez (ve hayatta kalmaz). Dolayısıyla, virüs bir sivrisineğe ya da başka bir emici ya da ısırıcı böceğe bulaşsa bile, böcek enfekte olmaz ve HIV'i beslendiği ya da ısırdığı bir sonraki insana bulaştıramaz. HIV böcek dışkısında bulunmaz.
Ayrıca, enfekte kişilerin kanlarında sürekli ve yüksek düzeyde HIV bulunmaz ve böcekler ağızlarında büyük miktarda kan tutamaz. Ayrıca, böcekler üzerinde çalışan bilim insanları, ısıran böceklerin normalde kan yedikten hemen sonra bir insandan diğerine seyahat etmediklerini tespit etmişlerdir. Bunun yerine, bu kan yemeğini sindirmek için bir dinlenme yerine uçarlar.
Prezervatiflerin Etkinliği
Cinsel ilişkiye girerken (vajinal, anal veya oral) lateks veya poliüretan (bir tür plastik) prezervatiflerin doğru ve tutarlı kullanımı, bir kişinin HIV enfeksiyonu da dahil olmak üzere cinsel yolla bulaşan hastalıkları edinme veya bulaştırma riskini büyük ölçüde azaltabilir.
Birçok farklı türde ve markada prezervatif mevcuttur; ancak yalnızca lateks veya poliüretan prezervatifler HIV'e karşı etkili bir mekanik bariyer sağlar. Laboratuvarlarda virüslerin zaman zaman doğal gözenekler içerebilen doğal membran (“deri” veya kuzu derisi) prezervatiflerden geçebildiği gösterilmiştir ve bu nedenle hastalıkların önlenmesi için önerilmemektedir. Kadınlar, erkek prezervatifi kullanılamadığında kadın prezervatifi kullanmayı düşünebilirler.
Prezervatiflerin maksimum koruma sağlaması için tutarlı (her seferinde) ve doğru şekilde kullanılması gerekir. Cinsel olarak aktif kişiler arasında yapılan çok sayıda çalışma, uygun şekilde kullanılan lateks prezervatifin HIV enfeksiyonu da dahil olmak üzere cinsel yolla bulaşan çeşitli hastalıklara karşı yüksek derecede koruma sağladığını göstermiştir.
Uzm. Dr. Tutku Taşkınoğlu
Kaynaklar:
- Apparent transmission of human T-lymphotrophic virus type III/lymphadenopathy-associated virus from a child to a mother providing health care. MMWR 1986;35:76-9.
- Grint P, McEvoy M. Two associated cases of the acquired immunodeficiency syndrome (AIDS). Communicable Disease Report 1985;42:4.
- HIV infection in two brothers receiving intravenous therapy for hemophilia. MMWR 1992;41:228-31.
- Fitzgibbon JE, Gaur S, Frenkel LD, et al. Transmission from one child to another of human immunodeficiency virus type 1 with a zidovudine-resistance mutation. N Engl J Med 1993;329: 1835-41.
- HIV transmission between two adolescent brothers with hemophilia. MMWR 1993;42:948-51.
- Wahn V, Kramer HH, Voit T, Bruster HT, Scrampical B, Scheid A. Horizontal transmission of HIV infection between two siblings {Letter}. Lancet 1986;2:694.
- Ippolito G, Puro V, De Carli G, Italian Study Group on Occupational Risk of HIV Infection. The risk of occupational human immunodeficiency virus infection in health care workers: Italian Multicenter Study. Arch Intern Med 1993;153:1451-8.
- Henderson DK, Fahey BJ, Willy M, et al. Risk for occupational transmission of human immunodeficiency virus type 1 (HIV-1) associated with clinical exposures: a prospective evaluation. Ann Intern Med 1990;113:740-6.
- Levy JA. Pathogenesis of human immunodeficiency virus infection. Microbiol Rev 1993;57:183-289.
- Yolken RH, Li S, Perman J, Viscidi R. Persistent diarrhea and fecal shedding of retroviral nucleic acids in children infected with human immunodeficiency virus. J Infect Dis 1991;164:61-6.
- Recommendations for prevention of HIV transmission in health-care settings. MMWR 1987;36(no. 2S).