ERİŞKİNDE KANSER TARAMASI

Konuya girmeden önce hemen belirtelim ki sağlık taramaları halk sağlığını koruma amaçlı,önleyici uygulamalardır. Tarama; herhangi bir semptom veya yakınması olmayan sağlıklı bir bireyde, belirli bir hastalığın erken bulgularını araştırmak demektir. Tarama kanseri veya hastalığı önlemez ancak mümkün olabilecek en erken teşhisi sağlar.

Bu taramalar yaş gruplarına göre farklılık gösterir. Dermografik tanımlamaya göre ; 15 yaş altı pediatri (çocuk ), 15-65 yaş grubu erişkin, 65 yaş ve üstü geriatrik ( yaşlı) yaş grubu olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca 65 yaş ve üstü kişileri de gruplandırmak mümkündür: 65-74 yaş grubu genç yaşlı, 75-84 yaş grubu orta yaşlı grubu, 85 yaş ve üstü ileri yaşlı grup olarak kabul edilmektedir.

Taramalarda devletlerin farklı uygulamaları olduğu gibi,bireylerin (özel risklerinden dolayı) kendi istekleri ile yaptırdığı tetkikler de olabilir. Bu çalışmadaki amaç; seçilen hastalık için en kapsamlı ve güncel bilgilerin kişilere aktarılmasıdır. Ancak kanser hastalığında tanı koymamızı sağlayacak tek ve basit bir testin olmaması; bu kapsamlı çalışmaların yapılmasına sebep olmuştur. Erken teşhisin önemi nedeniyle risk gruplarına hangi testlerin hangi aralıklarla yapılmasının gerektiği konumuzda belirtilmektedir. Her durumda ideal olan klinik hekim-laboratuvar değerlendirmesinin birlikte yapılmasıdır.

KANSER (Ca) TARAMALARI

MEME CA TARAMASI :

Meme Ca dünyada kadınlar arasında en sık görülen kanser türüdür(Erkeklerde ise en sık görülen kanser türü prostat kanseri'dir). Meme Ca; ölüme yol açması açısından akciğer Ca'dan sonra 2.sırada yer alır.

Dünya'da her yıl yaklaşık 1 milyon kişide yeni meme Ca tespit edilmekte, 375.000 kadın da meme Ca'dan kaybedilmektedir.

Dünyada 25 yıl önce 16-17 kadından 1'inde meme Ca görülürken,günümüzde 7-8 kadından 1'inde görülmeye başlanmıştır.

A.B.D. ve Batı Avrupa'da meme Ca olgularının %5-6'sı 40 yaş'ın altında iken Türkiye'de bu oran %16-17; A.B.D.'de ve Batı Avrupa'da meme Ca olgularının %25'i 50 yaş'ın altında iken ise Türkiye'de bu oran %45-50'dir. Demek ki Türkiye'de meme Ca olgularının oranı A.B.D. ve Avrupa'ya göre 40 yaş'ın altında 3 kat, 50 yaş'ın altında ise de 2 kat daha sık görülmektedir.Bu gözlemler Türkiye'de meme Ca için 50 yaş hatta 40 yaşın altında dahi taramanın önemine işaret etmektedir.

Erkeklerde meme Ca görülebilir mi?

Evet, seyrek de olsa görülebilir. Tüm meme Ca olgularının %1'i erkeklerde görülmektedir. Kadın meme Ca olgularına göre daha ileri yaşlarda görülürler.Ortalama görülme yaşı 60-65 yaş arasıdır ve kadın meme Ca 'ya göre 5-8 yıl daha geç yaştadırlar.

Erkek meme Ca olgularının %7'sinde 1.derecedeki akrabalarında, %27'sinde ise 2. derecedeki akrabalarında Ca geçmişi vardır.
BRCA-2 gen mutasyonu erkeklerde de önemli bir risk faktörü(fakat kadınlardakinden daha az) olarak görülmektedir.

Meme Ca'da erken tanı-tarama:

Meme Ca'ların %70'ini hastalar kendi memelerini incelerken tespit etmektedirler.20-40 yaşları arasında hiçbir yakınması olmasa da her kadın 3 yılda bir, 40 yaşından sonra ise her yıl; deneyimli bir genel cerraha kontrol için başvurması gerekmektedir.

Meme Ca'da 20 ila 40 yaşları arasında tarama metodu açısından bir farklılık var mıdır?

Evet, vardır. 20 ila 40 yaş arasında meme dokusunun çok yoğun olması nedeni ile 1 cm'den küçük kitlelerin tanınmasında USG daha tanısaldır.Bu yaş grubunda meme dokusunun yoğunluğuna ek olarak daha radyoduyarlı olması nedeni ile mamografi zaten uygun değildir.

Meme Ca taramasında mamografi:

Mamografi 2 amaçla kullanılabilir:

  1. Yakınması olmayan kadınlarda tarama amacı ile
  2. Yakınması olan kadınlarda tanısal amaç ile.

Konvansiyonel mamografi(film)yaklaşık 50 senedir kullanılmaktadır.Son yıllarda ise dijital mamografi , son birkaç senede ise tomosentez devreye girmiş durumdadır.

Konvansiyonel mamografi ile dijital mamografi'yi fotoğraf makinaları üzerinden karşılaştırırsak; konvansiyonel grafi analog fotoğraf makinalarındaki fotoğraf baskısına,dijital mamografi dijital fotoğraf makinalarındaki dijital kayıt'a(hafıza kartı veya cihaz belleğine)benzetilebilir.

Peki aralarında sadece kayıt şeklinde mi fark vardır? Hayır; dijital mamografi ile çok daha yüksek kalitede görüntü alınabilirken, yarar/zarar dengesi dikkate alındığında, maruz kalınan radyasyon dozu da ihmal edilebilir ölçülere inmiş durumdadır.Konvansiyonel mamografi yerine son yıllarda gelişen teknoloji ile dijital mamografi ve tomosentez'in devreye girmesi ile çekim süresi konvansiyonel'dekinin yarı süresine inmekte,alınan radyasyon dozu da %40 daha az olmaktadır. Ek olarak yanlış pozitiflikler ve dolayısı ile gereksiz biyopsiler de çok azalmaktadır.Dijital mamografinin en önemli üstünlüklerinden birisi de mikrokalsifikasyonların da yüksek kontrastlı rezolüsyon ile en erken evrede saptanabilmesidir.

Dijital mamografi ile tomosentez'in karşılaştırılması:

Dijital mamografide tetkik 2 boyutlu yapılırken,meme Tomosentez'inde 3 boyutlu yapılmakta, yaklaşık 60-80 görüntü alınabilmekte, böylece sıkışık meme dokuları arasında gözden kaçabilecek bir lezyon da bu şekilde tespit edilebilmektedir.Yine Tomosentez sırasında meme'ye daha az kompresyon yapıldığı için ağrı da daha az olmaktadır. Menopoz'a girmemiş kadınlarda meme dokusunun daha yoğun, daha fibrokistik eğilimli olması nedeni ile meme kanserinin bu dokuların arkasına saklanması riski vardır.Tomosentez ile bu problem aşılmakta,dolayısı ile sadece mamografiyle kesin tanı konulamayan vaka sayısı azalırken,gereksiz biyopsi oranı da azalmaktadır.

Tomosentezde dijital mamografiye göre doz, meme kalınlığı ve glandüler doku yoğunluğuna göre değişen oranlarda (%8-%83) artış gösterdiğini bildirmişlerdir. Ancak tomosentez sonrasında şüpheli bir bulgu saptanması halinde ilave grafilere duyulacak ihtiyacin azalması ile yukarıda belirtilen diğer avantajları düşünüldüğünde, göze alınabilir bir doz artışı olarak kabul edilmiştir.

WHO(Dünya Sağlık Örgütü) 40 yaşın üstünde kadınlarda her yıl mamografi yapılmasını "Altın Standart"olarak kabul etmektedir.

Meme MR'ın yeri nedir?

Meme MR'ın uygulanma gereksinimleri vardır:Tanı yönünden bakar isek;elle muayene,USG veya mamografi ile saptanan kuşkulu bir durumun aydınlatılması,meme Ca yönünden riskli kişilerde (BRCA mutasyonu varlığı,1.derece akrabalarından birinde meme Ca geçmişi varlığında)meme MR'ına başvurulmaktadır.
Bu konularda hangi tetkike hangi sıra ile başvurulacağı konusuna klinisyen ve radyolog birlikte karar vermelidir.

Akrabalardan birisinde meme Ca geçmişi var ise tarama ne zaman başlatılmalıdır?

O akrabasında hangi yaşta meme Ca saptanmış ise,o yaştan 10 sene öncesinden taramaya başlanması önerilmektedir (Ancak saptanma 30 yaşında ise 30 yaşından itibaren).

Mamografi değerlendirmesinde yaygın olarak kullanılmakta olan "BIRADS" sınıflandırması nedir?

Bu sınıflamaya göre;

Kategori veya BIRADS 0:Mamografik tetkik yetersiz, başka tetkik gerekir.

BIRADS 1: Yıllık takip gerektirmeyen,tamamen normal meme yapısı
BIRADS 2: Ca ihtimali olmayan iyi huylu lezyon,yıllık takibe devam
BIRADS 3: Muhtemelen iyi huylu lezyon ama Ca ihtimali %1-2 cıvarında,3-6 aylık aralıklarla izlenmesi gerekir.
BIRADS 4: Meme Ca kuşkusu var.Kesinlikle biyopsi gerekir.Ca ihtimali %40-50 cıvarında.
BIRADS 5: Çok büyük olasılıkla Ca.
BIRADS 6: Biyopsi ile de meme Ca tanısı almış hastalar.

Meme Ca riski hangi durumlarda artar?

Günümüzde bilinen risk faktörleri (ki bu durumlarda Ca riski 1.5-4 kat artmaktadır) şunlardır:

-1. Derece akrabalarında (anne, kızkardeş) meme Ca varlığı veya geçmişi
- Regl başlama yaşının 12'den önce,menopoz yaşının 55 sonrasında olması
- İlk gebe kalması yaşının 30-35 yaş sonrası olması
- Özellikle menopoz sonrası şişmanlık.

Bazı genetik durumların varlığı meme Ca riskini çok örneğin %40-70 arttırır mı?

Evet, arttırır.

-Aynı ailede 2'den fazla kişide meme Ca bulunması
-Aynı ailede meme Ca bulunan kişinin Ca'ya genç yaşta yakalanmış olması,ya da mevcut Ca'nın her iki memede bulunması
-Askenazi (Yahudi) aileleri
-BRCA mutasyonuna sahip olmak.

BRCA mutasyonu Ca riskini arttırmaktadır, bu mutasyon nedir?

Ailede meme Ca saptanan kişilerin %50'sinde hastalık, bu mutasyondan kaynaklanmaktadır. 30 yaşın altında meme Ca saptanan kadınların %33'ünde BRCA murasyonu gözlenir. 2 mutasyondan birisi olabilir: BRCA 1 ve BRCA 2.

BRCA mutasyonuna sahip kişilerde meme Ca riski ne kadardır?

BRCA1 mutasyonuna sahip kişilerde %85, BRCA2 mutasyonuna sahip kişilerde yine %85 risk vardır.

BRCA mutasyonuna sahip kişilerde sadece meme Ca riski mi fazladır?

Hayır. BRCA 1 mutasyonlu kadınlarda over Ca riski %45, BRCA 2 mutasyonlu kadınlarda%27'dir.
Erkeklerde de risk ilişkisi vardır. Şöyle ki;erkek meme Ca riski BRCA2 mutasyonunda %5-8'dir.

Prostat Ca riski de BRCA mutasyonu varlığında artmaktadır. Şöyle ki; BRCA 1 mutasyonu varlığında prostat Ca riski %15,BRCA 2 mutasyonu varlığında %20'dir.

BRCA 1 mutasyonu varlığı ayrıca serviks Ca, uterus Ca, pankreas Ca ve kolon Ca riskini arttırırken, BRCA 2 mutasyonu ilaveten mide, safra kesesi, malign melanom riskini arttırmaktadır.

BRCA mutasyonu nasıl saptanmaktadır?

Genetik çalışma ile (DNA dizi analizi ile) saptanmaktadır.

BRCA 1 ve BRCA2 genlerinin görevleri nelerdir? Mutasyonları halinde ne olmaktadır?

Bu genler onkojenlere karşı savaşan ve böylece "Tümör baskılayıcı gen ailesi"adını alan üyelerdir. Normalde bu genler hücre içindeki genetik materyalin stabilitesini sağlayarak hücrelerin istenmeyen tarzda çoğalmasını engellemektedirler. Her iki gen de kodladıkları proteinler aracılığı ile DNA çift sarmalında radyasyon ve diğer zararlı etmenler sonucu oluşan kırılma ve bozulmaları tamir ederler. Ancak; bu genler mutasyona uğradıklarında kodladıkları protein'in yapısı değiştiği için tümör baskılayıcı özelliklerini kaybederler ve artık Ca oluşumuna zemin hazırlar hale dönüşürler.Yani,bir benzetme yapar isek, mutasyona uğramamışlar ise "iyi polis", mutasyona uğramışlar ise "kötü polis"olurlar.

T.C.Sağlık Bakanlığı-Türkiye Halk Sağlığı Kurumu – Meme Ca Tarama Programı-Ulusal Standartı ne öngörmektedir?

- 20-40 yaş arası ayda bir kendi kendine meme muayenesi, 2 yılda bir klinik muayene, 40-49 yaş arası ayda bir kendi kendine meme muayenesi, yılda bir kez klinik muayene, 1. derece akrabalarında meme Ca var ise 2 yılda bir mamografi çektirilmesi, 50-69 yaş arası ayda bir kendi kendine meme muayenesi, yılda bir kez klinik muayene, 2 yılda bir mamografi çektirilmesi önerilmiştir.

Ancak T.C.Halk Sağlık Kurumu-Kanser Daire Başkanlığı 2013 raporunda 40-69 yaş arası kadınların tümünün 2 yılda bir mamografi çektirmesini önerilmiştir.Yani mamografi tarama yaş'ı 50'den 40'a indirilmiş olmaktadır.

KOLON CA TARAMASI:

T.C.Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Kurumu Kanser Dairesi verilerine göre; kolon Ca olgularının %90'ı 50 yaş'ın üstünde iken,80 yaş'ın üstündeki erkeklerde bu oran %10, kadınlarda %15'tir.

Kolon Ca'nın yaşam boyu görülme sıklığı %2.4 ila %5 arasındadır. Ancak kişide belli risk faktörleri var ise bu oran yükselmektedir.

Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'nın 2007-2008 yıllarında 12 il'deki kanser kayıt merkezi verilerine göre görülme sıklığı açısından kolon Ca -tüm Ca'lar içinde %7.8 oranı ile kadınlarda 3., %7.5 oranı ile erkeklerde 4. sırada bulunmaktadır.Aynı verilere göre kadınlarda 1. sıra'yı meme Ca,2.sıra'yı tiroid Ca alırken,erkeklerde 1.sıra'yı akciğer Ca, 2.sıra'yı prostat Ca, 3.sıra'yı mesane Ca almaktadır.

Kolon Ca riskini arttıran faktörler nelerdir?

-Ailede kolon Ca varlığı
-Kolorektal polip tespit edilmiş olması
-İlerleyen yaş
-Yaşam tarzı'na ait faktörler: Kırmızı et ve veya işlenmiş et'in fazla tüketilmesi, obesite, sedanter yaşam, obesite, alkol, sigara gibi.

Kolon Ca tarama:

Temelde 2 tetkikle tarama yapılmaktadır: Dışkı'da gizli kan aranması ve kolonoskopi ile. Önceden tarif ettiğimiz risk gruplarına (örneğin ailede kolon Ca geçmişi veya kişide polip varlığı gibi) girmeyen kişilerde 40 yaşından başlayarak her yıl gaitada gizli kan aranması, 10 yılda bir kolonoskopi yapılması önerilmektedir. 1. derece akrabalarında kolon Ca hikayesi olan kişilere bu taramalar akrabasında görüldüğü yaştan 10 sene önce yapılmalıdır. Örneğin akrabasında 47 yaşında görülmüş ise kişide 37 yaşında başlanmalıdır. Daha önce polip tespit edilmiş ve polipleri çıkartılmış olanlarda sonrasındaki 1-3 sene içerisinde tekrar kolonoskopi kontrolu yapılmalıdır.

"The U.S.Preventive Services Task Force"düzenli taramanın 50 yaşından sonra başlanmasını ve 75 yaşına kadar devam edilmesini,risk grubundakilere ise daha önce başlanmasını önermektedir.

Dışkı'da gizli kan aranması sadece tetkik yapıldığı sırada kanayan kanserleri ve polipleri tespit etmekte yardımcıdır.Ancak kolon Ca'ların sadece %50'si, poliplerin ise sadece %10'u bu test ile tespit edilecek kadar kanarlar.Yani bu testin negatifliği kolon Ca'nın olmadığını anlamına gelmez,yine de poızitif çıkması halinde yardımcıdır.

AKCİĞER CA TARAMASI:

Akciğer taraması sağlıklı ancak, sigara içicilikten dolayı yüksek riskli bireylere önerilmektedir. Yüksek risk , en az 30 paket - yıl (Örneğin : Günde bir paket 30 yıl boyunca veya 2 paket 15 yıl boyunca veya 3 paket 10 yıl boyunca ) sigara içen ve halen içmeye devam eden veya 15 seneden kısa süredir sigara içmeyi bırakanlar için tanımlanmaktadir. Hesaplama şöyle yapılmaktadır:günde 1 paket yani 20 adet sigara,30 yıl boyunca içilmiş ise günde içilen sigara sayısı 20'ye bölünür, çıkan rakam içilen yıl sayısı olan 30 ile çarpılır.Yani 20/20=1x30=30 paket-yıl denilir. Diğer bir örnekle günde 2 paket sigara 15 yıl içilmiş ise hesaplama:40/20=2x15 yıl=30 paket-yıl sonucu çıkar. Dikkat edileceği üzere günde 1 paket sigaranın 30 yıl içilmesi ile,günde 2 paket sigaranın 15 yıldır içilmesi aynı paket yıl oluşturmakta ve aynı riske neden olmaktadır.

Taramada; akciğer grafisi,balgam sitolojisi, akciğer bilgisayarlı tomografisi kullanılmakta,şüpheli bir bulgunun varlığında bronkoskopi ile lezyondan biyopsi alınarak patolojik tanı sağlanmaktadır.

Akciğer kanseri için bilinen en kesin risk faktörü sigaradır. Ayrıca ailede akciğer kanseri geçmişi veya kişinin kendisinde akciğer kanseri geçmişi, radon gazına maruziyet, silikat maruziyeti, asbest maruziyeti, pestisit (zararlılara karşı kullanılan kimyasallar) da risk faktörleri arasındadır. Akciğer kanseri saptananların %15'inde sigara içilmemiş olması da sadece sigaranın suçlanmasının yeterli olmadığını göstermektedir. 

Son yıllarda taramada üzerinde durulan bir yaklaşım da, yukarıdakı risk kriterlerini karşılayan bireyler için, yıllık, düşük doz akciğer bilgisayarlı Tomografi (LDCT) incelemesidir (Bakz: American Cancer Society Guidelines for the Early Detection of Cancer)

PROSTAT CA TARAMASI:

Yukarıda da belirttiğimiz gibi prostat Ca erkeklerde genellikle en sık görülen Ca türüdür.T.C.Sağlık Bakanlığı verilerine göre insidansı her 100 000 kişide 37.6'dır. Erkeklerde Ca'ya bağlı ölümlerde akciğer Ca'dan sonra 2.sırayı almaktadır.Yapılan otopsilerde 50 yaşın üzerindeki erkeklerin %30'unda, 80 yaşın üzerindekilerin %70 ve üzerinde prostat Ca saptanmaktadır. Bu gerçeklere karşın prostat Ca için örneğin PSA taraması tartışmalıdır:

A.B.D.'de 70 000 kişinin alındığı "PLCO (Prostate, Lung, Colorectal and Ovarian Cancer Screening Trial) çalışmasında PSA testi ve rektal muayene ile yapılan prostat Ca taramasında 9 senelik takipte prostat Ca'ya bağlı ölüm oranının kontrol grubundan anlamlı farklı olmadığına işaret edilmiştir.Buna karşılık Avrupa'da yapılan 89 000 kişinin alındığı,sadece PSA ile yapılan ve ve PSA taraması yapılmayan kontrol grubu ile karşılaştırmalı, 9 yıl süren çalışmada "ERSCP (European Randomized Study of Screening Prostate Cancer)" taramanın prostat Ca'ya bağlı mortaliteyi %21 düşürdüğü gösterilmiştir. Ancak 2014 yılı sonunda bu kez aynı çalışmanın13 sene sonrası raporunda "sonuçlar taramanın gerekliliğini ortaya koymamış, kişiler isterlerse PSA testi yine de yaptırabilirler ve hekimlere danışabilir" denmiştir. Ancak önemli bir nokta olarak; yüksek riskli kişilerde yani 1 veya 1'den fazla 1.derece akrabasında prostat Ca bulunan kişilerde bazı görüşlere göre 40 bazı görüşlere göre 45 yaşından itibaren PSA taramasına başlanması gerekliliğini burada belirtelim. Bunun nedeni prostat Ca'da genetik geçiş'in yüksekliğidir.

Güçlüklerden birisi belki de en önemlisi PSA değeri normal bulunanların %20'sinde prostat Ca, PSA>4 olanların yine %20'sinde prostat Ca varlığıdır.

PSA değeri 4-10 ng/ml bulunan kişilerde sonraki yıllarda PSA artışı senede 0.75 ng/ml veya üzerinde ise prostat Ca yönünden dikkatli olunmalıdır. PSA değeri 4-10 ng/ml bulunanlarda prostat Ca olasılığı %25, PSA değeri 10 ng/ml'dan yüksek bulunanlarda prostat Ca olasılığı %67'dir. 4 ng/ml'nin üzerinde total PSA değeri saptananlarda serbest PSA da ölçülmeli ve sonuçta serbest PSA/total PSA oranı'na bakılmalıdır.Bu hesaplama prostat hipertrofisi ile prostat Ca ayırımında önemli olup, bu değer 0.25'in üzerinde ise prostat Ca riski az,ne kadar düşük ise risk o kadar fazladır.Sadece total PSA'ya bakarak prostat Ca tespit olasılığı %55 iken, serbest PSA İle oranı ile birlikte bakıldığında bu olasılık %73'e çıkmaktadır. Bir çalışmada;olgular total PSA, serbest PSA ve transrektal USG eşliğinde yapılan prostat biyopsi sonuçları birlikte değerlendirilmiş ve serbest PSA/Total PSA oranı için 0.17 (bir başka çalışmada 0.16, bir başka çalışmada 0.18) değerinin ayırımda kritik değer olduğu i sonucuna varılmıştır. Herhalde bu değerlerin altında oranlar saptandığında, özellikle de 0.1'in altındaki değerlerde prostat Ca riskinin oldukça fazla olduğunu bilerek üroloji uzmanınca prostat biyopsisi yapılması uygun olacaktır.

Üroloji Meslek Örgütlerinin prostat Ca taraması için önerisi nedir?

"American Urological Society" 40 yaşından sonra PSA ve rektal muayene taramalarının yapılmasını önermektedir.
Yine "National Comprehensive Cancer Network" ise PSA tarama testi için başlangıç yaşını 40 yaş olarak kabul etmekte, PSA 1ng/ml'nin altında ise 45 yaşında ve tekrar normal ise 50 yaşında PSA ve rektal muayene önermektedir.

"American Clinical Oncology Association" 50 yaşından sonra PSA taramasını önermekte,ailesinde Prostat Ca bulunanlarda 40 yaşından sonra tarama önermektedir.

"European Urological Society" 40 yaşında ilk PSA ölçümünü,ilk PSA<1 ng/ml ise 8 yıl sonra ikinci bir PSA ölçümünü önermektedir.Aynı dernek 75 yaşın üzerinde bazal PSA değeri <3ng/ml olanlarda PSA sonraki PSA taramasının gerekli olmadığını bildirmektedir.
Sonuç olarak 40 yaşında PSA'ya bakılması,normal ise 50 yaşına kadar 5 senede bir bakılması,sonrasında daha sık aralıklarla PSA ve rektal muayene uygundur.

MESANE CA TARAMASI:

T.C.Sağlık Bakanlığı verilerine göre mesane Ca insidansı her 100 000 kişide 21.7'dir.

Mesane Ca'yı erken dönemde saptamak için bir tarama testi yoktur.Mesane Ca olan hastalar genellikle idrarında kanama yakınması ile başvururlar, ancak bu bir kural değildir. Çok geniş bir çalışmada idrarda kanama (hematüri) tespit edilenlere yapılan sistoskopik incelemeler sonucu %1.3'ünde mesane Ca saptanmıştır. Bu hematüri saptanan kişilerin çok düşük bir yüzdesinde mesane Ca olabileceğini bize göstermektedir.Peki şu soru sorulabilir: Mesane Ca mevcut olup da hematüri bulunmaması da olası mıdır? Evet olasıdır. Bir çalışmada mesane Ca bulunanların %32'sinde hematüri bulunmadığı saptanmıştır (BJU;2008). Bu bulgu bize belli yaş'ın üstündekilerde tarama amaçlı olarak mesane Ca tanısında çok yararlı olduğu bilinen üriner sistem USG'sinin yapılmasının gerekliliğini göstermektedir. Sonuç olarak; rutin idrar tetkiklerinin özellikle 60 yaş üstünde sıklıkla yapılması, aşağıda belirttiğimiz üzere riskli kişilerde (örneğin sigara içenler) daha da duyarlı olunması,hematüri saptananlarda diğer nedenler (taş, enfeksiyon, nefrit ve diğer nedenler) ekarte edilsin veya edilemesin mesane Ca varlığı olasılığı göz ardı edilmemeli, USG, sistoskopi(tanıda altın standart) gibi tetkikler yapılmalıdır.

Mesane Ca için dikkat edilecek risk faktörleri:

-60 yaşın üstünde olmak
-Sigara içmek
-Erkek olmak
-Kömür,lastik,kağıt,boya veya tekstil sanayisinde çalışmak
-Sık idrar yolu enfeksiyonu geçirmek
-Uzun süre idrar sondası kalması
-Bazı kemoterapi ilaçları ve radyoterapi
-Böbrek transplantasyonu yapılmış olması

SERVİKS CA TARAMASI:

30-65 yaş arası 2 yılda bir PAP smear yaptırılması,son 2 PAP smear (-)ise 65 yaşında taramanın sonlandırılması önerilmektedir.

Serviks Ca taraması:

30-65 yaş arası kadınlarda erken tanı amaçlı olarak her 5 yılda bir PAP Smear testi yapılmalıdır.

UTERUS (Rahim) VE ENDOMETRİAL CA TARAMASI:

Endometrial Ca riskini artıran nedenler:

-Yaş (12 yaşından önce başlayan , geç yaşlara kadar devem eden mensturasyon)
-Diyet: Yağlı gıdalar
-Diyabet
-Aile hikayesi (endometriom veya kalın bağırsak kanserli yakın akrabaların olması )
-Aynı hastada meme veya over (Yumurtalık) kanser hikayesi
-Endometrial hiperplazi (Kalınlaşma) tanı hikayesi
-Pelvis bölgesine yapılan radyoterapiler

Endometrial Ca riskini azaltan nedenler:

-Egzersiz, Rahim içi araç, Gebelik, Doğum kontrol ilaçları

Özellikte menopoz sonrası dönemde kanama görülmesi halinde veya herhangı bir yaşta yukarıda belirtilen risk artırıcı faktörler varlığında kadın doğum hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır.

OVER (Yumurtalık) CA TARAMASI:

Over ca için başlıca risk faktörleri:

-Genetik mutasyondan dolayı kalıtsal risk faktörleri: BRCA1 ve BRCA2 mutasyonları (Risk 6 kat artar)
-Birnci derece akrabalarda(Anne, kız, kardeş) over kanser tanısı (Risk 3-6 kat artar)
-Aynı hastada, 50 yaşından önce, meme kanser tanısı (Risk 3-6 kat artar)
-Bir veya daha çok yakın akrabada, 50 yaştan önce, meme kanser tanısı veya herhangı bir yaşta over kanser tanısı (Risk 3-6 kat artar)
-Kısırlık için tedavı olanlar (Risk 3 kattan daha az artar)
-Endometriozis hikayesi (Risk 3 kattan daha az artar)
-Menopoz semptomlarını azaltmak için hormon tedavıleri (Risk 3 kattan daha az artar)

Yüksek riskli bireylere, kadın doğum hastalıkları uzmanına başvurarak, genetik konsultasyon, CA-125, Transvjinal US ... ile tarama, takip yapılabileceği bildirilmiştir.

TİROİD CA TARAMASI:

Tiroid Ca için risk faktörleri :

-Cinsiyet : Kadınlarda daha çok
-Yaş : Kalınlarda 40-50 li yaşlarda , erkeklerde 60-70 li yaşlarda en sıktır.
-Kalıtsal koşullar : Ailesel meduller tiroid Ca (FMTC) , MEN2a, MEN2b, Ailesel adenamtöz polipler, Cowden hastalığı, Carney complex type I, Ailesel non-meduller tip tiroid Ca,
-Birinci derece akrabalarda tiroid Ca tanısı
-Boyun bölgesine radyoterapı
-Yetersiz iyot tüketimi
Yukarıda belirtilen risk faktörler varlığında , muyane , genetik tarama , görüntüleme ve laboratuvar testleri ile değerlendirme yapılmadılır.

DİĞER CA TÜRLERİNDE TARAMA YAKLAŞIMI:

Testis Ca, özefagus Ca, mide Ca, karaciğer Ca, ağız içi Ca, nöroblastom taramaları ulusal tarama programlarında değildir. Ancak ilk başlangıçta da belirttiğimiz üzere bu organlara ait yakınmalar olduğunda tetkikler yapılmalıdır. Örneğin kronik öksürük veya balgamda kan görülmesi halinde akciğer grafisinin çektirilmesi-gerek görülür ise toraks BT tetkiki yapılması, testiste bir şişlik olması halinde önce bir üroloji hekimine muayene, over Ca, karaciğer Ca şüphesi için tüm karın USG tetkiki, ağız içi Ca şüphesinde bir KBB uzmanına muayene bu yaklaşımlar arasındadır.
Deri Ca'lar için 40 yaşın üstünde yıllık cilt muayenesi önerilmektedir.

Eklenme Tarihi: 19.09.2016 11:29:40